22 Haziran 2011 Çarşamba

''Yok artık daha neler?''



Dolabımın ücra köşesinde duran,çeyizimden kalma apaçi terlikleri Ceren'in ayağında ağzımdan dökülen cümle tam olarak bu oldu.

21 Haziran 2011 Salı

İlginç Bir Deneyim: Couchsurfing



 Birkaç yıl önce bi dergide görüp üye olmuştum couchsurfing'e.Türkçe meali kanepe sörfü.Tatilini ucuza getirmek isteyen,konaklamayı para vermek istemeyen kişiler veya başka ülkelerden misafir kabul etmek isteyenlerin bulunduğu bi adres.Evinizde kaç tane uygun kanepe olduğunu yazıyorsunuz profilinize,şehrinize tatile gelmeyi düşünen kişiler size istek gönderiyor.Ya da siz bi ülkeye gideceksiniz, o şehirdeki uygun kanepelere istek gönderiyorsunuz.

Üye olduktan sonra uzunca bi süre takip etmedim,hiç aklıma gelmedi istek gelebileceği.Bir baktıkm,bir sürü istek var ve devamlı da geliyor.Tiplerini beğenmediklerimi kibarca reddettim:)Kimilerinin geliş tarihleri bana uymadı.

Daniel ve Florina'dan gelen isteği değerlendirmek istedim.3 gün kalmak istiyorlardı,tatile girdiğim için evden onlardan erken çıkmayacaktım,havalar da güzeldi,evli bir çiftti,e tiplerinden düzgün birileri olduğu belli oluyordu.Yine de tırsarak kabul ettim isteklerini ve cumartesi günü bizde kalmaya başladılar.

Daniel ve Florina,Amerika'da doğmuş büyümüş ama Meksika'da bir İngiliz okulunda öğretmen olarak çalışan,yeni evli bir çift.

Tatillerinin ilk 3 gününü başka bi couchsurfingçi'de geçirdiler.Cumartesi günü Kanyon'da buluşarak eve getirdik.

Nasıl buluştunuz derseniz birbirimizin sadece fotoğrafını görmüştük.Mailleştik Kanyon Starbucks'ta buluşalım diye.Elinde valiziyle gelen çifti tanımak zor olmadı.

İlk sorduğum soru Neden Türkiye? oldu.Almanya'ya geldiklerini,oradan hadi bi Müslüman ülke görelim diye düşündüklerini söylediler.Ben de epey ballandırdım,Türkiye başka Müslüman ülkelere benzemez dedim,Kanyon da tam mekanıydı,bakın dedim hepimiz gayet moderniz:)

Akşama aldık güzel bi kebapçıya götürdük,bayıldılar.

Pazar sabahı eşim mükellef bi kahvaltı hazırladı,bayıldılar.Ev yapımı çilek reçeli çok hoşlarına gitti.ben de bir kavanoz hediye ettim:)

Pazar günü kendilleri gezdiler akşama kadar.Akşam yemeği için yaptığım pilavın tarifini aldılar:) Yemek yaptığım için teşekkür ettiler,e siz olmasanız da yemek yiyecektik,masaya 2 tabak daha koydum dedim.

Dışarıda filan herkesin yardımcı olması çok hoşlarına gitmiş.Biz milletçe yardımsever ve de misafirperperizdir diyerek reklamdaki son noktayı koymuş oldum.E öyle değil miyiz?Kalacak yerimiz yok deseler millet deli olur misafir etmek için.Yemek konusunda annelerimize misafir olsanız kaçarsınız dedim,yemeleri için yoğun bi ısrar filan,değil mi?

Pazartesi de kendileri gezdiler.Yemek-meyve faslından sonra fonda Survivor,elimizde Türk kahvesi eşliğinde derin muhabbetlere girdik.Hıristiyanlıkta ve İslamiyetteki merak edilenleri konuştuk.

Salı günü yani bugün de okuluma götürdüm,öğleden sonra ise uğurladık.

Gittiler ve gerçekten çok üzüldüm.Hatta abarttım,gözlerim doldu.Birbirimize alışmıştık.

Korkulan olmadı:
1.Gayet güleryüzlüydüler.
2.Gayet temizdiler.
3.Gayet dürüsttüler.
4.Gayet düzenliydiler.

Çok güzel bir deneyim oldu benim için.Evet kulağa çılgınca gelebilir.Eve aldığın kişi kim,hırlı mı hırsız mı?Ama  aynı risk onlar için geçerli-ki şimdiye kadar couchsurfingte olumsuz bişi okumadım.

Bakalım bu gidişle kanepe sörfü yapmaya devam edeceğiz gibi gözüküyor...

16 Haziran 2011 Perşembe

Ceren her yerde.



Şu sıralar sık sık ayakta.



Bazen topun tepesinde pilates yapıyor.



bazen de oturmaya çalışıyor.



Bazen dünyaya tersten bakıyor.



Bazen koltuğa çıkıp büyük adam gibi oturuyor.



Bazen koltuklar yetmiyor,yükseğe en yükseğe çıkmak istiyor.



Ama nihayetinde çocuk.Hiç bi yerde duramıyor.Sürekli  yeni macera arıyor.


15 Haziran 2011 Çarşamba

Çalışan annenin derdi: Bakıcı mı kreş mi?



Bu postu yazmayı özellikle bu günlere erteledim.Kreşin son günlerine gelelim,bi aksilik olmasın,tükürdüğümüzü yalamayalım sonradan diye:)

 Önceden yazmıştım,komşumuz bakmayı bıraktı,anlaştığımız bakıcı 3.gün vazgeçti derken hiç vakit kaybetmeden kreş araştırdım ve böylelikle başladı kreş günlerimiz.

Bir çocuk için en iyisi tabiki de evidir.Ama mümkün değilse,bu dünyanın sonu değil.Ben kreşten çok çok memnunum.Evde bakıcı olsaydı Ceren bu kadar gelişim gösterir miydi bilmiyorum.

En başta kreşte düzeni öğreniyor.diğer çocuklarla beraber masaya oturup yemeğini yiyor.abi geliyor,abla nerede filan diyerek bi tencere yemeği yedirebilirsiniz Ceren'e çaktırmadan :) Çocuklara bayılıyor.Gördüğüm kadarıyla kreşte çocuklar da Cereni çok seviyor.Oyun saatinde beraber oyun oynuyorlar.Bizim minik cadı oturup masaya yapboz yapıyor,boyama yapıyor.

En önemlisi Ceren kreşte kendi kendine uyuyor!!!Evde ayakta zor uyutuyorum.Kreşte sallamak yasak olduğunu biliyor.Yatağına yatırıyorlarmış,iki pışpış ve mışıl mışıl uyku!en büyük gelişme bu bizim için.

Sürekli oyun,şarkı,konuşma duyduğu için dil gelişimi de oldukça ilerlemiş durumda.

bu aralar sürekli i-a,i-a diyor.anladım a-i demek istediğini :) eşek sesi taklidi hiç yapmamıştık evde.meğer Ali babanın çiftliğini söylüyorlarmış sürekli,ordan kapmış.

Kreşte paylaşmayı da öğreniyorlar doğal olarak.Elindeki herşeyi etrafındaki çocuklara vermeye çalışıyor.Misafirliğe gittiğimizde ayağından ayakkabısını çıkartıp daha 2 aylık bebeğe giydirmeye çalışırken yakaladım en son :)

Sabahları bırakırken ağlıyor tabi ama çocukları görünce hemen susuyor.Almaya gittiğimde alkış yapıyor,hemen atlıyor kucağıma sarılıyor.Üzülüyorum bazen beni özlüyor diye ama çok yoğun çalışmadığım için şanslı olduğumuzu düşünüyorum.14.30 gibi alıyorum.Ayrı geçirdiğimiz 6 saatin 2 saatinde uyuyor.Geri kalanında da oyun eğlence.Zaten okula gidince rahat bi nefes alıyorum,en rahat öğünüm okulda yediğim öğle yemeğim:) O yüzden  fazla düşünmemek,anın tadını çıkarmak en iyisi :)

Evde olsaydı bakıcıyla ne mi olurdu?Bakıcımız-ki geneli öyle- ilkokul mezunuydu.ah yapalım anneye,niye ağlatıyosun Ceren'i tarzı cahilce konuşmalarına denk geldim.Ceren'e ne kadar ne öğretebilirdi?Kaç tane şarkı?Sofra adabı?(tamam ben de yeteri kadar veremiyorum ama)Yaşıtlarıyla oyun imkanı?Kimi zaman tv açıp avutacaktı çocuğu.Tabiki de çok çok iyi bakıcılar var ama kaçımız o kadar iyisine denk geliyoruz?

En önemlisi,bakıcının karşısında ben eziliyordum öyle diyim size.yok şu kadar para,yok yol parası da.ay biriyle tanıştım benden daha fazla ücrete yaşlı bi çifte bakıyomuş hem de benim yaptığım işin yarısını yaparak.İyi niyetimi suistimal etmeye çalıştı şimdiye kadar tanıştığım temizlikçi ve de bakıcılar.Ama kreşte ben müşteriyim.Benim memnuniyetim önemli.Çocuk kussa özür diliyorlar.Özür dilenecek bi durum olmadığını söylüyorum şaşırarak :)

Kreş deneyimi olan bi anne olarak şunu diyebilirim: Canınızı sıkmayın,fırsatları değerlendirin.Ben de baştan çok üzüldüm çocuğum yol çekiyor,ev ortamında değil filan diye ama getirdikleri götürdüklerinden çok daha fazla oldu.Bazen üzüldüğümüz olaylar aslında bize daha iyi fırsatlar açan kapı olabiliyor.

5 Haziran 2011 Pazar

Ceren'i mi özlediniz?

E özlettik kendimizi tabi.Önce,hastalandık ailecek.Sonra,hala bitmeyen okul işleri.Sonrasında kafamızı karıştıran ev arama işleri.Haftasonu sınav görevleri,haftaya seçim görevi...Arada vize işlemleri..çok yoğunum çok.




Ceren mi?İyi,iyi..tam bir cadaloz.tam bir şebek.tam bir ana kuzusu.




İlgi manyağı oldu tam anlamıyla.Arabanın camından dışarıdakilere el sallıyor,gülüyor,öpücük atıyor.Asansörde kimse onla ilgilenmezse basıyor kahkayı,maksat sevimli gözükmek.





 
Bıcır bıcır konuşmaya çalışıyor.Biz ne dersek tekrar ediyor.Üstünün başının pasağına baksanıza,kendim yiyicem triplerinde bu aralar.





baba demeyi yeni öğrendi.Şimdiye kadar anne diyordu babasına:)) anne-babayı şimdi daha bi cilveli söylüyor annecim,babacım.E tabi babası mest oluyor.





Yok,Ankara misket oynamıyor.Ayakta durmaya çalışıyor.




E daha yürümüyor.Çeneye vurmuş diyoruz biz de:) cır cır böceği gibi hiç susmuyor.




Koca popişli de değil ama anca kaldırıyo popoyu.




İlk adımlar yakında hissediyorum.Bu kadar hareketli bi çocuğun 10 aylık filan yürümesi lazımdı ama:)



Büyüdükçe herşey daha bi güzelleşiyomuş.